WEB SİTE LİNKİ : https://daktilo1984.com
strateji, güvenlik, istihbarat, mizah, teknoloji, araştırma, terör, komplo teorileri, mk ultra, nwo
Salih Cenap Baydar : Sekseninci Yıldönümünde Köy Enstitüsü Projesi Tartışmalarına Bir Bakış
22 Nisan 2020
ABD’li meşhur Eğitim Profesörü John Dewey, 1924 yılında Mustafa Kemal tarafından Türkiye’ye davet edilmiş, kendisinden “Türkiye de Eğitim Nasıl Olmalıdır” sorusuna cevap veren bir rapor hazırlanması istenmişti.
Dewey’e ait olan “kırsal bölgelerdeki okulların toplum yaşam merkezi haline getirilmesi” ve “iş ve eğitimi birleştirme” fikirleri devlet katında “tutulmuştu”. Bu fikir yaklaşık 15 yıl sonra bugün hala tartışılan bir projede vücut bulacaktı.
Köy Enstitüleri, 1940 yılında, dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından görevlendirilen İsmail Hakkı Tonguç’un çabalarıyla kendi köylerinde eğitilip kendi köylerinde çalışacak ilkokul öğretmenleri yetiştirmek üzere kuruldu.
17 Nisan 1940 tarihli Köy Enstitüleri Kanunu, bir tarafıyla cumhuriyet yönetiminin modernleşme/batılılaşma çabalarını diğer tarafıyla zamanının ekonomik sıkıntılarla kol kola girmiş faşist ruhunu yansıtıyordu.
Köy Enstitüleri tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında açılacak ve buralarda yetişen öğretmenler köylülere modern tarım teknikleri öğreteceklerdi.
Çocuğunu Köy Enstitüsünde okutup okutmama kararı velilere bırakılmamıştı. Öğrencileri devlet seçiyordu:
Madde 3 — Enstitülere tam devreli köy ilk okullarını bitirmiş sıhhatli ve müstaid köylü çocuklar seçilerek alınırlar.
Enstitülerde zorunlu eğitime başlayan çocuklar ayrılmaya kalkmasınlar diye maddi cezalar düşünülmüştü:
Madde 4 — Enstitülere kabul edilenler sıhhî sebebden gayri sebeblerle müesseseden ayrıldıkları veya çıkarıldıkları takdirde okudukları müddete isabet eden masraf, kendilerinden veya kefillerinden alınır.
Köy Enstitüsünde okuyup bitirenler en az yirmi sene devlette öğretmenlik yapmaya mecburdular. Ayrılmaya kalacaklar yüklü bir fatura ile tehdit ediliyordu:
Madde 5 — Bu müesseselerde tahsillerini bitirerek öğretmen tayin edilenler, Maarif Vekilliğinin göstereceği yerlerde yirmi sene çalışmaya mecburdurlar. Mecburî hizmetlerini tamamlamadan meslekten ayrılanlar Devlet memuriyetlerine ve müesseselerine tayin edilemezler. Bu gibilerin kendilerinden veya kefillerinden müessesede bulundukları zamana aid masrafın iki misli alınır.
Öğretmenlerin kalacakları lojmanları ve eğitim verecekleri okulları yapma külfeti köylülere yüklenmişti:
Madde 16 — Köy öğretmenlerinin tayin edilecekler i okulların binaları ve öğretmen evleri Maarif Vekilliğince verilecek plânlara göre Köy Kanununa tevfikan, bölge ilk tedrisat müfettişi ile gezici başöğretmenin nezaretinde köy ihtiyar heyetleri tarafından yaptırılır ve Öğretmen tayin edilecek köylere keyfiyet üç yıl önce bildirilir. Köy bütçesinde de on a göre tedbirler alınır, Öğretmen işe başlamadan evvel okul binası ile Öğretmen evi tamamen bitirilir. Köy okulları binalarının tamiri ve okulun daimî masrafları köy ihtiyar heyetlerince temin edilir.
Bütün bunlar işin teknik ve ekonomik yönleriydi. Eğer proje bu çerçeve ile sınırlı kalsaydı, içerdiği zorbalıklara rağmen yaşanan zamanın şartlarında hoş görülebilir, iyi niyetli bir atılım hamlesi sayılabilirdi.
Fakat madalyonun diğer bir yüzü vardı.
Yöneticiler köylülere sadece modern zirai teknikleri öğretmek istemiyorlardı, aynı zamanda onları devşirmek, modern, batılı, pozitivist, Kemalist bireylere dönüştürmek, partilerinin birer neferi haline getirmek istiyorlardı.
Enstitüler okuldan çok kışlalara, içindekiler ise öğretmen ve öğrencilerden çok askerlere benziyorlardı. Öğrenciler de öğretmen de enstitü müdürü de tek tip üniforma giyiyordu.
Image
“Cahil köylülerin” aydınlatılması, adam edilmesi için müfredata teknik dersler oranında “kültürel” dersler konulmuştu.
Öğrenciler batı klasiklerini okuyacak, en az bir müzik aleti çalmayı ve halkoyunları oynamayı öğreneceklerdi. Tabi bir yandan da vatandaşlık bilgisi adı altında yoğun ideolojik endoktrinasyona tabi tutulacaklardı.
1954’ de de Demokrat Parti Köy Enstitülerini ilköğretmen okullarına çevirerek varlıklarına son verene kadar Köy Enstitülerinde 1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişti.
Proje yakın tarihimizde derin izler bıraktı.
Geçtiğimiz günlerde bu kuruluşun sekseninci yıldönümü münasebetiyle sosyal medya ve basında birçok şey yazılıp çizildi.
Çok kimse bu “muhteşem” projeyi hasretle anarken projeyi sonlandıranlara ateş püskürdü.
Bir kesim de artık toplumsal hafızadan silinmeye başlayan acı tecrübeleri hatırlatarak o ah vah edenlere cevaplar verdi.
Image
Sanırım mesele, projenin ideolojik yönünü ne kadar görüp ne kadar önemsediğimiz noktasında düğümleniyor.
İnsanların ideolojik projeler karşısında birbirine taban tabana zıt tavırlar alması şaşırtıcı değil. Çünkü iktidar yanlıları, verdikleri “tali hasarları” (collateral damage) göz ardı edip projelerinin müspet taraflarını ön plana çıkartırken muhalifler sağlanan faydalardan sarfınazar edip yol açılan olumsuzluklara odaklanıyorlar.
Projeyi iyi niyetli, nötr, ideolojik yönü olmayan bir bilinçlenme, cehaletten/fakirlikten kurtulma, dayanışma ve modern teknikleri öğrenip uygulama yönünde atılmış “hayırhah” bir adım olarak görenler -kendilerince haklı olarak- bu kadar güzel bir çabaya muhalefet edenlere kızıyorlar. Bu gruptakilere göre Köy Enstitüsü projesi,
Projenin ideolojik yönünü görüp, bundan rahatsızlık hissedenler ise asıl derdin nüfusun o dönem yüzde seksenini teşkil eden köylülere yardım ve eğitim götürmek değil ideolojik endoktrinasyon yapmak olduğunu ileri sürüyorlar. Bu gruptakilere göre Köy Enstitüsü projesi,
bir projeydi.
Ben şahsen ikinci gruba yakın hissediyorum kendimi.
Image
O yıllarda tarihi tecrübemizi, eski medeniyetimizi bilen, ona kıymet veren ve milli/dini haysiyet iddiası olan az sayıda yerli entelektüel ve din adamının bu hoyrat yok sayışa, topyekûn sıfırlamaya tepki göstermeleri gayet anlaşılır bir durum. Bugün tepki gösterenler aynı hassasiyetin temsilcileri aslında.
Proje sosyolojik açıdan değerlendirilirse açık bir öngörüsüzlük örneği ile karşı karşıya olduğumuz da söylenebilir.
1940’larda gelişen dünyanın tarım toplumundan sanayi topluma, dolayısıyla kırdan kente doğru yolculuğu gözlerinin önündeyken insanlar hep köylerinde kalacakmış, ülkemiz hiç sanayileşmeyecekmiş gibi köye, ziraata, hayvancılığa yatırım yapmak hiç de akıllıca bir hareket sayılmaz. Devrin idarecileri feraset gösterip, köyden kente gelecek kaçınılmaz göçün planlamasını yapmak, şehirlere göçecek köylülerin yaşayabilecekleri uydu kentleri tasarlamak, şehir hayatına onları nasıl adapte edeceklerini düşünmek yerine köylülerin hep köylerinde kalacakları varsayımında bulunarak büyük bir hata yapmışlardır.
Kendi toplumlarına yabancılaşmış idarecilerin daha fazla kişiyi topluma yabancılaştırma esasına dayalı çabasının başarısız olmasının mukadder olduğu da aşikâr.
Savaşta yenilmiş, perişan olmuş, milli gururu incinmiş kitleleri milli/dini hisler üzerinden mobilize etmenin kitabını Hitler yazmıştı. Bizim idarecilerimiz dini dışlayan, pozitivist/Kemalist ideallerinin endoktrinasyonu esasına dayanan bir retoriği tercih ettiler. Yaptıklarının ters tepmemesi mucize olurdu.
Köy Enstitüleri bir tarafıyla "Halk Partili" nüfusu arttırma projesiydi. Siyasi bir projeydi. Taraftarlarının ve karşıtlarının bu kadar çok ve keskin olmasının sebebi sanırım bu.
Değerli Yurtseverler,
Eminiz bir çok yurtsever kardeşimizin e-posta adresine kimliği meçhul kişiler tarafından çeşitli bankaları, çeşitli kamu kurumlarını yada çeşitli Telefon operatörlerini taklit eden sahte SPAM mailler gelmiştir. Bir çoğunun ortak noktası, sizin verilen linke tıklamanızı sağlamak ve siz bu linke tıkladığınızda veya ilgili alanları doldurduğunuzda banka hesabınızın yada özel kişisel hesaplarınızın HACKER’ların eline geçmesidir.
Her gün dünya pazarında bu şekilde on binlerce dolandırıcılık amaçlı SPAM mail dolaşıyor. İnternetin ilk çıktığı 1990’lı yıllarda o zamanın hacker’ları bu metodlarla milyonlarca dolar yasa dışı kazanç elde ettiler. Ancak artık her bilgisayar kullanıcısının pc’sinde lisanslı yada lisanssız anti virüs ve güvenlik programları yüklü. Ve artık kamuoyu bu konuda eskisinden daha tecrübeli.
Şimdi sizlere bir site tanıtmak istiyoruz.
Eğer internette surf yaparken yada spam klasörünüze düşmesi halinde orijinal adı PHISHING Türkçesi OLTALAMA adı verilen korsan sitelere rastlarsanız lütfen bize bildirin. Ayrıca herhangi bir siteden şüphelenirseniz bizim sitemizde kontrolünü de yapabilirsiniz.
Lütfen güvenli olmayan linklere tıklamayın ve sitelere girmeyin.
İyi günler.
Web site Linki : http://www.oltalama.com
Değerli Yurtseverler,
Eminiz bir çok yurtsever kardeşimizin e-posta adresine kimliği meçhul kişiler tarafından çeşitli bankaları, çeşitli kamu kurumlarını yada çeşitli Telefon operatörlerini taklit eden sahte SPAM mailler gelmiştir. Bir çoğunun ortak noktası, sizin verilen linke tıklamanızı sağlamak ve siz bu linke tıkladığınızda veya ilgili alanları doldurduğunuzda banka hesabınızın yada özel kişisel hesaplarınızın HACKER’ların eline geçmesidir.
Her gün dünya pazarında bu şekilde on binlerce dolandırıcılık amaçlı SPAM mail dolaşıyor. İnternetin ilk çıktığı 1990’lı yıllarda o zamanın hacker’ları bu metodlarla milyonlarca dolar yasa dışı kazanç elde ettiler. Ancak artık her bilgisayar kullanıcısının pc’sinde lisanslı yada lisanssız anti virüs ve güvenlik programları yüklü. Ve artık kamuoyu bu konuda eskisinden daha tecrübeli.
Şimdi sizlere bir site tanıtmak istiyoruz.
Eğer internette surf yaparken yada spam klasörünüze düşmesi halinde orijinal adı PHISHING Türkçesi OLTALAMA adı verilen korsan sitelere rastlarsanız lütfen bize bildirin. Ayrıca herhangi bir siteden şüphelenirseniz bizim sitemizde kontrolünü de yapabilirsiniz.
Lütfen güvenli olmayan linklere tıklamayın ve sitelere girmeyin.
İyi günler.
Web site Linki : http://www.oltalama.com
Değerli Yurtseverler,
Eminiz bir çok yurtsever kardeşimizin e-posta adresine kimliği meçhul kişiler tarafından çeşitli bankaları, çeşitli kamu kurumlarını yada çeşitli Telefon operatörlerini taklit eden sahte SPAM mailler gelmiştir. Bir çoğunun ortak noktası, sizin verilen linke tıklamanızı sağlamak ve siz bu linke tıkladığınızda veya ilgili alanları doldurduğunuzda banka hesabınızın yada özel kişisel hesaplarınızın HACKER’ların eline geçmesidir.
Her gün dünya pazarında bu şekilde on binlerce dolandırıcılık amaçlı SPAM mail dolaşıyor. İnternetin ilk çıktığı 1990’lı yıllarda o zamanın hacker’ları bu metodlarla milyonlarca dolar yasa dışı kazanç elde ettiler. Ancak artık her bilgisayar kullanıcısının pc’sinde lisanslı yada lisanssız anti virüs ve güvenlik programları yüklü. Ve artık kamuoyu bu konuda eskisinden daha tecrübeli.
Şimdi sizlere bir site tanıtmak istiyoruz.
Eğer internette surf yaparken yada spam klasörünüze düşmesi halinde orijinal adı PHISHING Türkçesi OLTALAMA adı verilen korsan sitelere rastlarsanız lütfen bize bildirin. Ayrıca herhangi bir siteden şüphelenirseniz bizim sitemizde kontrolünü de yapabilirsiniz.
Lütfen güvenli olmayan linklere tıklamayın ve sitelere girmeyin.
İyi günler.
Web site Linki : http://www.oltalama.com